31 Aralık 2018

Yemen Acil Yardım Çalışması

Giden gelmiyor acep nedendir!!!

Türküsünde söylenildiği gibi bugün bile gidip gelmesi meşakkatli bir yer olan Yemen’e, ulaşım şartlarının daha zor olduğu eski zamanlarda giden kolay kolay geri dönemiyormuş. Biz de Hollanda’dan yola çıktık, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra komşusu Umman üzerinden Yemen topraklarına ulaşabildik. Ülkeye girişten itibaren asker mi, polis mi oldukları kıyafetlerinden pek anlaşılmayan yerel kıyafet giymiş silahlı insanların çokluğu hemen dikkatinizi çekiyor.

Mülteci kamplarında yardım çalışmalarını yürüteceğimiz Aden’e doğru, büyük kısmı çöllerle kaplı araziden bin kilometrenin üzerinde bir yolu gitmemiz gerekiyordu. Yollarda çok fazla bir şekilde kontrol noktaları, iç savaşın izlerini taşıyan vurulmuş tankları ve silahlı insanları görüyorsunuz. Hava sıcak ama rahatsız edici değildi. Hint okyanusu kıyıları, kıyılarda çöl kumları ve biraz ileride volkanik ve kaya dağları ülkenin güzel manzaralarından olsa da bölünmüş bir coğrafya, birbirine düşürülmüş ve çatışma halinde olan gruplar yüzünden Yemen perişan bir ülke haline gelmiş durumda. Kamplara giderken yollarda pek çok vurulmuş bina ve araba kalıntılarını görmek mümkündü. Yollar ve kaldırımlar harap olmuş, her tarafta toplanamayan çöp yığınları oluşmuştu.

Ülkenin başkenti Sana ve çevresini İran destekli Şii Husiler kontrol ederken, diğer yerleri Suudi Arabistan destekli Sunniler kontrol ediyor. Ama uluslararası sistemin tanıdığı resmi hükümet Yemen’de bile değil Cidde’de bulunuyor. Yemenle Türk insanın çok uzun yıllara dayanan bir gönül bağı ve birlikteliği var.

Yavuz Sultan Selim’in 1517 senesinde Mısır’ı fethetmesiyle Osmanlı topraklarına dahil olan Yemen, her dönemde yönetilmesi zor olan bir bölge olmuştur. Ulaşılmasında yaşanan zorluklar ve Sünnilere yakın bir şii mezhebinden olan Zeydiler’in isyanları bunda en büyük etken olmuştur.

Mekke ve Medine’yi korumakta önemli bir stratejik yer olan Yemen’e, özellikle II. Abdülhamid döneminde asayişi sağlamak ve Zeydiler’in saldırılarını durdurmak için çok fazla asker gönderilmiş, yine I. Dünya savaşında İngilizlere karşı bu toprakların savunulması için Anadolu’dan çok fazla miktarda vatan evladı bu topraklara gönderilmiştir. Tüm bu dönemlerde yüzbinlerce vatan evladı ya bu topraklara giderken hastalıktan yada yabancısı olduğu coğrafyada Zeydiler’in saldırları sonucu şehit düşmüştür. Yemen üzerine bir çok acıklı, hasret dolu hikayeler anlatılmış ve türküler söylenmiştir. Yüzyıl öncesinde, bu topraklarda kalan bir çok Türk subayı ve askerinin soyundan gelen onbin civarında Türk kökenli ailenin Yemen’de, özellikle başkent Sana ve çevresinde yaşadığı söylenmektedir.

Günümüzde hala Yemen’de sorunlar bitmedi, adeta fillerin tepiştiği yerde mazlumlar ezilmeye devam etmektedir. Yemen, şu anda iç savaşın acılarını çekmekte, Hint okyanusu kıyısında çok güzel bir coğrafyası ve kaynakları olmasına rağmen halk yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaktadır. İç savaş milyonlarca insanın yerlerinden edilip mülteci konumuna düşmesine neden olmuş ve ülke ikiye hatta neredeyse şehir şehir yönetimlere bölünmüş durumdadır.

Milyonlarca insan mülteci konumuna düşünce, asgari insani yaşam şartlarından uzaklaşmış ve yoksulluk artmış ve ihtiyaçlar had safhaya çıkmıştır. İnsani dramların yaşanmaya başlaması ile Hollanda IHH olarak yardım kampanyası başlattık ve hayırseverlerin yardımlarını projelendirerek Yemen’in liman şehri Aden’in çevresindeki mülteci kamplarında bir aileye, bir ay yetecek şekilde içerisinde pirinç, un, şeker, sıvı yağ ve süttozundan oluşan binlerce temel gıda paketleri dağıttık ve dağıtmaya devam ediyoruz. Ayrıca develer kurban edip, etlerini yine mültecilere dağıttık.

Derme-çatma çadırlarda, sağlıksız bir ortamda, özellikle kadınlar ve çocuklar çok zor şartlar altında yaşamaya mahkum olmuşlar. Dağıttığımız gıda paketleri binlerce ama milyonlarcasına daha ihtiyaç var. Dağıtım sırasında insanlar, ‘biz ne olacağız?’ diye yakamıza yapışıyorlardı adeta. Çocuklar dağıttığımız küçük şekerleri alabilmek için birbirlerinin üstüne çıkıyorlardı.

İnsanların dertli hikayelerini dinleyerek dertlendik, onlara biraz olsun yardım ulaştırabilmenin huzuru ile karışık içimizde bir burukluk ile ilk etap görevimizi tamamladık ve pek çok kontrol noktasından tekrar geçerek yine uzun ve yorucu bir yolculuk sonucu geri dönebildik.

Yardım görevlilerimiz gruplar halinde yine Yemen’e gidiyorlar. Mevcut yardımlar yaraları sarmada yetersiz kalıyor. Lütfen dikkatimizi biraz daha Yemen’deki kardeşlerimizin dramına yoğunlaştıralım ve gereken yardımların yapılmasına sebep olalım.

Murat Kurt

 

Paylaş